16 Ekim 2011 Pazar

hayrola

Deniz dalgalanmış, dalgalar boyumuzu aşmış, önüne gelen her şeyi yutmuş...Biz kaçıyoruz tabi yükseklere dağlara    doğru, nefesimiz yettiği kadar.  sular çekiliyor sonra ardında bıraktığı her şey sırılsıklam ama kırılmamış dökülmemiş hiç bir yer, bir sürü taptaze meyve. Oraya doğru ilerliyoruz yanımda tanıdık tanımadık herkes...Sonra bir ad kulaklarımda değil beynimde yankılanıyor ve bir lamba yanması beynimin karanlık köşeleri aydınlanıyor...sana gördüğüm rüyalar boşluğa düşüyor...bir kez daha nefret ediyorum her şeyden ve herkesden...
neydi o?  hani bir şiir vardı...
"Bir güzel düş gibi, bir hayal gibi
Sen de git can kuşum, de var sen de git
Dost mezarı içim, bulunmaz dibi…
Düşersem aklına, el aç niyaz et
Belki bir su yürür,
İçim çöl gibi…"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder