4 Kasım 2011 Cuma

"Yaşamak sadece yürümek değildir, ivmeli yürümektir."

Anlardan oluştuğu söylenir hayatın teorik olarak (yani Tanrının fısıltısıdır esasında) pratikte yaşandığında ise büyük yıkımların kalıntısıdır hayat.Henüz bir noktası yok yaşadıklarımızın ve kelimelerce hislerimiz çeşitlenir. Bazen bir ölüm sessizliğine bürünür ruhumuz, bazen ise bir kelimenin yazılışındaki zerafet hayatı  keşfetmenin ve okunanların anlam kazanmasının yaşattığı derin hazzı katar ömrünüze.
Oku! dedi Tanrı  çünkü "Bilinç, dillendirmeyi, dil de adlandırmayı, adlandırma ise simgeleştirmeyi içeren bir süreçtir." Okudukça, bilinçlenmenin gerekli kıldığı adlandırma süreci, hayatı anlamlandırma sürecine cebri olarak yön verir. Ve okumak zordur esasında çünkü o zaman keşfedersiniz ki üst üste yığdığınız değerler ilk darbede yerle bir olan enkazdan başka bir şey değildir. Ya siz de o enkazın altında kalır ve ölürsünüz ya da zorda olsa ellerinizle kazırsınız altında kaldığınız moloz yığınını ve sağlam, büyük, cömert, aydınlık  bir evin temellerini atarsınız. Belki tekrar yıkılır eviniz olsun bir kez daha yaparsınız çünkü evinizi yıkmazsanız eskirsiniz, yıkmazsanız çürürsünüz, yıkmazsanız er yada geç yenilirsiniz ve yıkmazsanız eskiyi, kokuşmuşu ve çürümüşü gençliğinizi kaybedersiniz.
O yüzden; Oku! dedi Tanrı çünkü mezarları dolduran ancak yaşlılardır!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder