19 Ekim 2021 Salı

Resurrection

 Farklı bir şey hissediyorum ilk defa. Dinginlik ve teslimiyet. Sanki uzun ve zorlu bir yolculuk yapmışım da sonunda beni taşıyacak bir binek bulmuşum, binmişim ve manzaranın keyfini çıkarıyorum şimdi. Ayaklarım değil beni taşıyan artık. Belki bir at belki bir araba belki de uçan bir halı. İlk defa bir şeylerden kurtulmamın eşiğindeyim. Bir deryada sakin dalgalarla birlikte rüzgarın belirlediği yönde salınıyorum sanki. Telaşsız. Zor olan ne varsa kolaylaşacak sanki. Zorun ardını göreceğim birazdan. Farklı bir his işte. Gerilmiş bir bağ varmış bedenimde ve incitiyormuş beni yıllardır ve ilk defa kopmuş o bağ. Biraz sızısı kalmış sadece. Güzel hissediyorum ilk defa. Farklı bir güzellik bu. Sanki geniş bir dünyaya varmışım gibi. Nefes alıyorum derin derin. Korunaklı ve güvende hissediyorum. Sanki süper güçlerim var da biraz sonra uçacağım, görünmez olacağım yaralarım iyileşecek ve istediğim an istediğim yerde olabilecekmişim gibi. Yalnızlığım bitmiş gibi. Sevgiyi tadıyorum sanki ilk defa. Gülüyorum. Farklı bir şeyler hissediyorum fakat kelimelerim hissettiğimi anlatmaya yetmiyor. 

25 Eylül 2018 Salı

Ayna

Ben senin yansıdığın bir aynayım sevgilim
ardımdaki sırda saklıyorum gerçeği
gördüklerin, senin
baktıkların, senin
duydukların, senin
ben bir aynayım sevgilim
görmeye niyetlenip de sırrıma eremediğin.

sevdiğim ve nefret ettiğim
istediğim ve tenezzül dahi etmediğim her şeyin 
ateşi senden 
ben sendeyim
bir hissinle oluşan gerçeğim
bir düşüncenle yok olur
bölüp parçalara ayırırsın seni
gönlümün aynasını kırıp ateşe atarsın kendini.

sevdiğin ve nefret ettiğin
istediğin ve tenezzül dahi etmediğin
bakıp bende gördüğün,
toplayıp parçalara böldüğün
ateşe atıp erittiğin...

her şey senin bana bakıp gördüğün.

ben bir aynayım sevgilim
aksinde sen ardında ben

sırrı benden yankısı senden

25 Şubat 2018 Pazar

dinlence

Ah sevgilim, bu kaçıncı cumartesi böyle, uykusuz.
yalancıyım ve huzursuz
o halde huzursuzluğum da yalan, bilirsin.
ama değil;
mevsiminde dökülen yaprak kadar hakiki.

Ah sevgilim, sevgisizliğimin sancısı ve kabuslarımın ortası
kaldırım taşlarına uygun pantolonlar giyiyorum artık
ve bir yabancının gözü göğsümü acıtıyor.
içini yaracak bir bıçak versinler elime içimin
zaten kesip attıklarım arkamda bir kimsesizler mezarlığı kadar çok.

Bu Güneşler ve gam,
şarkısızlığıyla tüm türkülerin
kafamdan geçen siliutlerin,
perdecisi.

Bir perde var aramızda seninle benim
al diyorum sana bu gözleri
ve çiğ sesler duymaktan yorgun
bu kulakları.

içimi ısıttığım su
gözlerimden akan kan
ve söndürdüğüm sevinçlerim.

Ah sevgilim, sevgisizliğimin çölünde
bilmenin ve olmanın eşiğinde,
sana bundan başka vereceklerimi
al,
kaçır.

15 Temmuz 2017 Cumartesi

Gözümle gördüğümle kulağımın duyduğu
arasındaki fark senin sesinse eğer
duyduğuma inanmayı seçiyorum her seferinde.
Sen benim hayalkırıklıklarımsın
olamamış ne varsa
olmaya duran
ama
olamayan ne varsa osun.
Düşlediklerimin içne hapsolmuş
bir gölgeyken gökkuşağına dönüşmüş,
iç yangını
iç yanılgısı
yanlış algım.
Sevmelerini karıştırmışım ben
özür dilerim.
Sevgilim,
ellerim yeter senin ellerine
.
.
.
bir ben yanmışım,
yanılmışım,
kalmışım

Taşların altına gömün beni diyorum
Gömün altına taşların ki,
bir toprağın yeşerttiği filizlere yeten su
yetmesin taşıma
Taş olsun yürek
akmasın kan
bakmasın göz.
Duyduğunu gördüğüne
gördüğünü hissettiğine denkleyemeyen
ruh.
ah sevgilim
ruhumu açtım sana
bıraktım o gece ellerine en eski yaramı
sar demem
demem
demem
içe kanayan bir yarayı
saramayacak kadar
yarasızsın sen bilirim.
Bir ruhu ancak ona benziyorsan  görebilirsin sevgilim,
bileli hayli zaman oldu
 Yoksa ruhunun tanışıklığı ruhumla
yoksa yürüdüğün yolların kavşakları
benim yollarıma çıkan
yoksa...

sevgilim
ben bir tek seni sevmedim
sevemedim.
sevmeye gelince taş oluyor yüreğim
Ben ki
bu sonsuzluğun içinde
durmadan
yalnızlığını hatırlayan, biçare.
Benden daha az yalnız değilsin  aslında,
Tanrı'nın kendine benzettiği insan.
Kızın kaderi anneye derler
insanın kaderi de Tanrı'sınaymış meğer...
Taşıdığı tüm güce rağmen kıyaslayacak
yada paylaşacak kimsesi olmaması
yalnızlığı bu
anlıyor musun sevgilim?
Düşünsene var olan tüm merhametine
veya  gazabına karşın
etrafta hiç talip olmaması yalnızlığını
Hani kulağın söz olmadan varlığı ne kadar hükmü varsa
o kadar işte
anla.
işte bu derin yalnızlığın doğurduğudur insan
elbatte yalnızlığa benzeyecek o da.
Meyve vermeye durmuş
ama
solmuş bir çiçeğin hüznü
boğazımda ki
işte bunu anla sevgilim,
yalnızlığının yalnızlığıma
hüznünün hüznüme değince
dinmemesi bundan
Kimse de dindiremeyecek o yanını
Kimse kalabalıklaştıramayacak seni
senin de kimseyi kalabalıklaştıramayacağın gibi.
Ah sevgilim,
olmayan yanım
yalnızlığım
kanımın önüne çıkan taş
biçareyim
anla!



ev

Senin kapıların kapanınca
evsiz kalıyorum ben
Sen bakmayınca kör...
Duymayınca dilsiz oluyorum
Onca kapı
onca göz
onca kulak,
değil
ille de
sen
ille de
senin kolların
ve
gözlerin
ve
sevmelerin
Tüm kapılar açıksa ve
ardında giremediğim ;
çalsam da günlerce,
yatsam da eşiğinde gecelerce
açılmayan tek kapı kaldıysa şu kainatta
bir sen açmadıysan onu da
yemin olsun ki şu nasırlaşmış ellerime
ve
toprağına bulanmış şu ayaklarıma,
durup bekleyen yüreğime
girmiş sayılmam hiç bir kapıdan
içeriye.
Ben ki ümit ipini bıçakla kesmişim
sonra atmışım tüm iğnelerimi ateşe
Yalnızsam,değilim
Kalabalıksam,değilim.
Bir devri kapattım ben sevgilim
bu korkak
bu tedirgin
bu kapıları aşındırdığım ellerle.
Sen ister gel
ister gelme!




24 Kasım 2016 Perşembe

delil

İnsan; her şeyin delilini içinde taşıyor. Neye delil bulmak isterse içine bakması yetiyor.
İnsan; her şeyden biraz. Acıdan,neşeden, korkudan,ümitten,sevgiden, nefretten. Biraz.
Dinmeyen sızı yaşam. her vuslat içinde ayrılık taşıyor. Yaşam; ölümü de ardından getiriyor. Tüm eşya bir bir bozuluyor. Doğru yanlışa,yanlış doğruya dönüşüyor. işlenen her günah bir diğerinin sevabına girmek oluyor. Bu yolda düzlüğün ardı dağ, dağın ardı ova. Gündüzü gündüz yapan gecenin ne günahı var. Gece olmasa gündüzün ne kıymeti var. Her isim, her sıfat, her eylem bir birine karışıyor  sonra biri diğerine benziyor, aşk her şeyi birliyor. olunca bozuluyorsun. Bozulunca oluyorsun. Alışınca karışıyor, karışınca alışıyorsun.

28 Ekim 2016 Cuma

Aklım kendinde değil

Rüzgara dokunuyorum,ikiye yırtmak istiyorum tüm rüzgarları,
Bir yol!... diye bağırıyor içimdeki sükunet
Bir yol açmak için rüzgarlardan azade bana tenimin varlığını dahi hissettirmeyecek
Bir isim!... diye anlatıyor içimdeki ad
Bir isimle anlat derdini, bir isim ol ki kurtar kendi adını tüm eylediklerinden.
Aklım kendinde değil, gördüğüme inanamıyorum, görmediklerim geliyor hatırıma
inanmadın mı yoksa?
-yok, inandım aslında inandım da neden inandığıma bir akıl bulamadım sadece.
diyor içimde ki inanç.
Havasız kalırsak belki yüzümüzü hissetmeyiz, parmaklarımızı falan da...
O zaman bir hiç olur muyuz ki Allahım?
O yollardan hep geçiyorum ben, ayak sesleri daha da normalleştiriyor fikirlerimi
Kaçan fikrimin içine tüküreyim.